Merih KARAAĞAÇ
Merih, 5 yıldır teknoloji alanında editörlük yapıyor. Bilim, yapay zeka, donanim ve mobil teknolojiler konusundaki yazıları düzenliyor. Bilim ve yapay zeka konularında uzmanlaşmış.
Yapay zekanın Alzheimer tedavisine katkısı, tıp dünyasında son yıllarda en çok heyecan uyandıran gelişmelerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Alzheimer, beyin hücrelerinin zamanla bozulduğu ve kişinin hafıza, düşünme, hatta günlük işlevlerini yerine getirme yetisini kaybettiği ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Genellikle yaşlılarda görülse de genç yaşta başlayan türleri de vardır.
Nedensel karmaşıklık: Hastalığın oluşmasında hem genetik hem de çevresel faktörler rol oynar.
Belirti-belirleyici farkı: Hastalığın belirtileri ile nedenleri arasında zaman farkı ve dolaylı ilişki olabilir.
Yetersiz tedavi seçenekleri: Mevcut tedaviler yalnızca semptomları hafifletmeye yöneliktir.
Bu noktada, yapay zekanın sunduğu analiz kapasitesi, bu karmaşık hastalığın biyolojik yapı taşlarını anlamada devrim yaratabilir.
UC San Diego'dan bilim insanları, Alzheimer ile ilişkilendirilen PHGDH adlı gen üzerinde derinlemesine bir yapay zeka modellemesi gerçekleştirdi. Bu gen, fosfogliserat dehidrogenaz adı verilen ve beyinde önemli görevleri olan bir enzimi kodluyor.
Önceki araştırmalar, bu genin Alzheimer’lı bireylerde daha aktif olduğunu göstermişti. Ancak bu aktivitenin bir sonuç mu yoksa neden mi olduğu belirsizdi.
Yapay zeka burada devreye girdi: PHGDH enziminin üç boyutlu yapısı detaylı bir şekilde modellendi. Bu modelleme, enzimin genetik düzenleyici özelliklere sahip olabileceğini, yani başka genleri “açma” veya “kapama” gücüne sahip olabileceğini ortaya koydu.
Beyin hücreleri yalnızca nöronlardan oluşmaz. Bunlara destek olan astrositler, beyin iltihaplarını düzenleme ve atıkları temizleme gibi hayati görevleri üstlenir. Araştırmacılar, PHGDH’nin özellikle bu astrositlerdeki iki önemli genle etkileşime girdiğini gösterdi.
Bu durum, PHGDH'nin yalnızca metabolik değil, aynı zamanda epigenetik bir etkisinin olduğunu da kanıtladı. Bu, Alzheimer hastalığını başlatan veya hızlandıran mekanizmalardan biri olabilir.
"Bu keşfi yapabilmek için üç boyutlu yapıyı çok hassas bir şekilde formüle etmek adına gerçekten modern yapay zekaya ihtiyaç vardı." – Prof. Sheng Zhong
Araştırma burada durmadı. Ekip, PHGDH’nin zararlı etkisini engelleyip, faydalı enzimatik görevlerini koruyabilecek bir molekül arayışına girdi. Yapay zekâ bu noktada tekrar devreye alındı ve NCT-503 adlı molekül keşfedildi.
PHGDH'nin yalnızca gen düzenleme kısmını engelliyor.
Enzimatik işlevine dokunmuyor.
PHGDH'ye bağlanarak genetik yanlış yönlendirmeyi engelliyor.
Bu molekül, Alzheimer hastalığının beyin üzerindeki yıkıcı etkilerini önlemeye yardımcı olabilecek potansiyel bir aday olarak öne çıkıyor.
Yapay zeka destekli ilaç geliştirme süreci henüz yolun başında olsa da, bu tür moleküllerin laboratuvar ortamında fare modellerinde olumlu sonuçlar vermesi umut verici. NCT-503 ile tedavi edilen fareler, hafıza ve anksiyete testlerinde gözle görülür iyileşmeler gösterdi.
Bu başarı, yapay zekanın sadece analiz ve tahmin değil, uygulamaya dönük tedavi geliştirme süreçlerinde de kritik rol oynayabileceğini gösteriyor.
Yapay zekâ, karmaşık genetik yapıların ve protein etkileşimlerinin analizinde insan araştırmacılardan kat kat hızlı çalışabilir.
Geleneksel yöntemlerle tespit edilemeyen küçük biyolojik sinyaller, AI destekli modellemelerle doğru şekilde yorumlanabilir.
Bireysel genetik yapıya dayalı ilaç geliştirme (precision medicine), yapay zekâ algoritmaları sayesinde mümkün hale geliyor.
Yapay zeka, binlerce molekül içinden en umut verici olanları filtreleyerek klinik deneme maliyetlerini önemli ölçüde düşürebilir.
PHGDH geni ve NCT-503 molekülü üzerine yapılan bu araştırma, Alzheimer ile ilgili birçok kapıyı aralayabilecek türden. Ancak bu yolculukta atılması gereken daha birçok adım var:
İnsan testlerinin yapılması
Uzun vadeli etkilerin izlenmesi
Dozaj ve yan etki analizlerinin yapılması
Yine de, yapay zekanın Alzheimer tedavisine katkısı, yalnızca bu vakayla sınırlı değil. Aynı yöntemler Parkinson, ALS ve diğer nörodejeneratif hastalıklar için de kullanılabilir.
Bugün itibariyle Alzheimer hâlâ tedavisi olmayan bir hastalık. Ancak UC San Diego’nun öncülük ettiği bu araştırma, yapay zekanın bilim dünyasında sadece araç değil, keşif ortağı olarak nasıl konumlandığını ortaya koyuyor.
"Ne yazık ki Alzheimer hastalığı için tedavi seçenekleri çok sınırlıdır. Ve tedavi yanıtları şu anda olağanüstü değil." – Prof. Sheng Zhong
Bu sınırlılıkların aşılması için yapay zeka, genetik bilimi ve ilaç mühendisliğinin entegre çalışması şart. NCT-503 gibi moleküller, bu iş birliğinin somut meyveleri.
Yapay zekanın Alzheimer tedavisine katkısı, artık bir hayal değil, gerçek bir bilimsel gelişme. Geliştirilen her algoritma, modellenen her protein ve test edilen her molekül, insanlık için bir umuda dönüşüyor. Eğer bu hızla devam edersek, belki de birkaç yıl içinde Alzheimer, sadece “geciktirilebilen” değil, “önlenebilen” bir hastalık haline gelebilir.
E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.