Türk Telekom sektörü krizde: Reel büyüme 10 yıldır durdu

TELKODER 2024 raporu telekom sektörünün dolar bazında 2013 seviyesinin altında kaldığını gösterdi. Rekabet eksikliği büyümeyi engelliyor.
Türk Telekom sektörü krizde: Reel büyüme 10 yıldır durdu

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği TELKODER tarafından paylaşılan 2024 yılı raporu Türkiye telekomünikasyon sektörünün alarm verdiğini gösteriyor. Sektör nominal olarak büyüme kaydetmesine rağmen reel anlamda neredeyse hiç ilerleme sağlayamadı. Toplam 407,4 milyar TL’lik devasa bir ekonomik büyüklüğe ulaşan sektör dolar bazında değerlendirildiğinde 2013 yılındaki gelir seviyesini kesinlikle aşamadı. 2013 yılında 18,02 milyar dolar olan gelir 2024’te 12,41 milyar dolara geriledi. Bu keskin düşüş Türkiye telekomünikasyon sektörünün uluslararası rekabet gücünün ciddi biçimde zayıfladığını somut şekilde gösteriyor.

TELKODER raporu sektördeki büyüme sorunlarının arkasında yatan yapısal nedenleri detaylı biçimde ortaya koyuyor. En önemli göstergelerden biri enflasyondan arındırılmış reel gelirlerin 21 yıl boyunca neredeyse sabit kalması oluyor. 2003 yılında 14,98 milyar TL olan reel gelir 2020’de 15,27 milyar TL’ye ancak çıktı. 2024 yılında ise bu rakam 15,17 milyar TL seviyesinde kaldı. Bu sabitlik serbestleşmenin başladığı 2002 yılından bu yana sektörde kayda değer bir ekonomik genişleme yaşanmadığını net biçimde ispatlıyor.

Rekabet eksikliği ve iptal edilen yetkilendirmeler

d1593bb4-dd2b-49f4-bddb-25709f23fec6.webp

Telekom sektöründe reel büyümenin sınırlı kalmasındaki en önemli engellerden biri tartışmasız şekilde rekabet eksikliği olarak öne çıkıyor. Alternatif işletmecilerin toplam pazar payı sadece %8,14 ile sınırlı kalıyor. Bu düşük oran rekabetçi dinamik bir piyasa yapısının oluşması için kesinlikle yetersiz bir gösterge. Pazardaki ana oyuncuların dominasyonu fiyatlar ve hizmet kalitesi üzerinde baskı unsuru oluşturabilecek yeni oyuncuların etkisini tamamen ortadan kaldırıyor. Üstelik 2024 yılı içinde 115 yetkilendirme iptalinin gerçekleşmesi de mevcut oyuncular ve yeni girişimciler için yatırım belirsizliğini ciddi biçimde artırıyor.

Rekabetin zayıf olması hizmet çeşitliliğini azaltırken inovasyonu da yavaşlatıyor bu durum Ar-Ge yatırımları tarife politikaları ve altyapı geliştirme süreçlerini de doğrudan olumsuz etkiliyor. Bu tekelleşme eğilimi sektörün hızlı dijital dönüşüme uyum sağlama yeteneğini ciddi ölçüde kısıtlıyor. Pazardaki bu yapısal sorun Türkiye'nin dijital hedeflerine ulaşmasını engelliyor büyük bir handikap yaratıyor.

Altyapı yetmezliği ve fiberleşmede Avrupa gerideyiz

Sektörün altyapı tarafında da tablo benzer bir durgunluk sergiliyor özellikle fiberleşme oranları endişe yaratıyor. Türkiye'de fiber abone oranı yalnızca %25,3 seviyesinde seyrediyor bu rakam Avrupa standartlarının çok gerisinde kalıyor. Rapora göre Türk Telekom’un fiber altyapısı 2009-2024 yılları arasında %270,66 oranında büyüdü alternatif işletmecilerin fiber altyapısı ise %659,66 gibi çok daha yüksek bir oranda genişledi. Bu yüksek büyüme oranına rağmen altyapı paylaşım mekanizmalarının etkin çalışmaması ve yetkilendirme süreçlerindeki bürokratik engeller bu potansiyelin piyasaya tam olarak yansımasını engelliyor.

Avrupa Genişbant Konseyi verileri Türkiye'nin fiber altyapı yaygınlığında Avrupa'nın oldukça gerisinde bulunduğunu net şekilde ortaya koyuyor. Fiberleşmedeki bu yavaşlık ülkenin genel internet hızı ve kalitesini düşürüyor bu da haneler iş yerleri için ciddi bir dezavantaj yaratıyor. Telekomünikasyon altyapısının uluslararası rekabette önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünde bu durum ülkenin ekonomik geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor. Altyapı yatırımlarının hızlanması sektörün canlanması için hayati önem taşıyor.

 

Mobil ve sabit trafik verileri de sektördeki genel büyüme sorununu güçlü şekilde destekliyor. 2010 yılından bu yana sabit ses trafiğinde ciddi ve istikrarlı bir düşüş yaşandı mobil trafikte ise uzun süre kesintisiz bir artış kaydedildi. Ancak 2022 2023 ve 2024 verileri mobil trafik artış oranlarında belirgin bir yavaşlama olduğunu gözler önüne seriyor. Bu durum sektörün yeni gelir kaynakları yaratma potansiyelinin azaldığını gösteriyor.

2024 yılı itibarıyla 14 yıl sonra sabit telefon trafiğinde ilk kez bir artış gözlemlense de bu artış sektördeki genel durgunluğu değiştirecek ölçekte bir hareketlilik yaratmıyor. Rekabetin sınırlı kalması ve fiyatlandırma hizmet kalitesinde yeni oyuncuların baskısının olmaması trafik dinamiklerini doğrudan olumsuz etkiliyor. Uydu ve veri merkezi tarafında tablo daha da çarpıcı bir tablo çiziyor. 2024 yılında uydu haberleşme hizmetlerinden faydalanan abone sayısı sadece 15.959 olarak kaydedildi. Raporda Türkiye uydu sektörünün dünya ortalamasına yaklaşabilmesi için en az 10 kat büyüme gerçekleştirmesi gerektiği net biçimde belirtiliyor.

Veri merkezi potansiyeli ve düzenleyici belirsizlikler

Küresel veri merkezi ve bulut pazarının inanılmaz bir hızla büyüdüğü bu dönemde Türkiye'nin payı oldukça sınırlı kalıyor. Küresel pazar 2024’te 242,72 milyar dolara ulaştı 2032’ye kadar 584,86 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bu hızla büyüyen dev pazarda Türkiye hak ettiği payı alamıyor büyük bir potansiyeli kaçırıyor. TELKODER veri güvenliğinin güçlendirilmesi için yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ve ulusal ekosistemin geliştirilmesi gerektiğini kesin bir dille vurguluyor. Yerli veri merkezlerinin desteklenmesi ülkenin dijital egemenliğini de güçlendiriyor.

Sektörün büyümesinin önündeki bir diğer temel engel ise süregelen düzenleyici belirsizlikler olarak gösteriliyor. Altyapı paylaşım modellerinin yetersizliği yetkilendirme iptalleri ve şeffaf olmayan süreçler yatırım ortamını zayıflatıyor. TELKODER fiber dönüşüm takviminin net biçimde açıklanmasını altyapı paylaşım mekanizmalarının işler hale getirilmesini ve İnternet Değişim Noktaları’nın güçlendirilmesini öneriyor. Ayrıca veri merkezi yatırımlarının desteklenmesi ve düzenleyici çerçevenin yatırımcı dostu hale getirilmesi kritik önem taşıyor bu adım sektörün geleceğini belirliyor.

Raporda sektördeki büyümenin yeniden sağlanabilmesi için uygulanması gereken net adımlar tek tek sıralanıyor. TELKODER rekabetin acilen artırılması alternatif işletmecilerin pazar payının genişletilmesi ve altyapı paylaşımının kolaylaştırılması gerektiğini belirtiyor. Düzenleyici süreçlerde öngörülebilirliğin ve şeffaflığın sağlanması yatırımcı güveni için hayati bir şart olarak öne çıkıyor. Bu adımların kararlılıkla hayata geçirilmesi sektörün uluslararası rekabet gücünü hızla artıracak bir etki yaratacak.

Türkiye'nin dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmasında telekomünikasyon sektörünün sağlıklı büyümesi belirleyici bir rol oynuyor. Sektördeki durgunluğun sonlandırılması ve rekabetçi bir ortamın oluşturulması yalnızca işletmecilerin değil tüm ülkenin çıkarına. TELKODER'in raporu hükümet ve düzenleyici kurumlar için yol haritası niteliği taşıyor. Sektördeki bu yapısal sorunların çözümü ülkenin teknolojik ve ekonomik geleceği için büyük önem taşıyor.